© Haber Rize 2022

Babacan: "Genel başkanların her birisinde çok güçlü bir irade var"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Elif Çakır ile Yıldıray Oğur’un sunduğu 'Bi’ Karar Ver' programında günde dair açıklamalarda bulundu.

'Kendi adıma helalleşme ihtiyacı hissediyorum.' diyen Babacan, 2017 referandumunda keşke konuşmama kararımı bozup konuşsaydım. 2015’te konuşmama kararı aldım. DEVA Partisi’ni kurana kadar bir demecimi bulamazsınız. Benden miting yapmamı istediler, ‘Ben bunu savunamam’ dedim.

Temel insan hakları oylatılmaz. Bu sadece 85 kişinin hakkı da olabilir. 85 kişinin hakkını 85 milyona oylatamazsınız. Temel hakkın anayasayla güvence altına alınması ve orada kalması gerekir. Aksi yazılmadıkça özgürlük esastır." ifadelerine yer verdi.

‘Başörtüsü sorununu hak ve özgürlük mücadelesi olarak yaşadık’

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan konuşmasında başörtü konusuna da değindi.

Babacan şunları söyledi:

"Başörtüsü sorunu yaşadıysa halamlar ya da kız kardeşlerim, biz bunları bir hak ve özgürlük mücadelesi olarak yaşadık. Şu andaki hükûmetin, Tayyip Erdoğan’ın yaptığı gibi AK Parti’nin bayrağını sallamak olarak değil. Öyle bir şey yapmadık. ‘Bu temel insan hakkı’ dedik. Ailedeki hissiyat hep öyle oldu. Partizanca bir iş değildi.

Başörtüsü kullanmak ne kadar özgürlük alanıysa başka türlü kılık kıyafet tercihi de o kadar özgürlük alanı. İnsanların hayat tarzını devletin olduğu gibi kabul etmesi lazım. Devletin görevi, o hayat tarzına başkalarının müdahale etmesini önlemek."

Babacan, “Altılı Masa genişler mi?” sorusunu Avrupa Birliği ve Brexit örneğiyle yanıtladı: 

“Genişleme tabiri biraz Avrupa Birliği’nden (AB) esinlendiğimiz bir tabir. AB 6 ülkenin konsensüsüyle başladı. Her bir üyenin eklenmesi eski üyelerin tam konsensüsüyle oldu. ‘Altılı masanın genişlemesine prensip olarak karşıyız’ demek zor. Bununla ilgili teknik, siyasi kriterler olabilir. Kriterler tam karşılansa dahi yine de konsensüsle alınacak siyasi karar vardır. Norveç ‘AB’ye gireceğim’ dese, AB ‘Aramıza hoş geldin’ der. Kosova ‘Üye olmak istiyorum’ deyince ‘Dur bakalım. Demokrasiyi içselleştirdin mi?’ der. Altılı masada da gerçek demokrat duruş çok önemli. AB’de genişleme var ama Brexit örneği de var. Yani gönüllü bir çıkış. Altılı Masa için de teoride bütün bu opsiyonlar açık. Ayrılış münferit karardır. İngiltere ‘çıkmak istiyorum’ dedi, çıktı. Ama yeni bir üyenin girmesi için mevcut üyelerin tamam demesi lazım.”

Babacan konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘Genel başkanların her birisinde çok güçlü bir irade var’

“Altılı masa yüzeysel olarak oturup konuşma masası mı, yoksa gerçekten kurumsal olarak da beraber olabilecek miyiz? Genel başkanların niyetinin iyi olduğuna çok inanıyorum. Görüştüğüm genel başkanların her birisinde samimi bir şekilde altılı masanın beraber olması, güçlü olması, beraber çalışmasıyla ilgili çok güçlü bir irade var. En son yaptığım turda en kısa görüşmemiz 3 saat sürdü. Her şeyi konuşuyoruz. Güven de böyle oluşuyor.

‘Bahçeli niye bakan vermiyor? Normal bir ortaklık değil’

Tayyip Erdoğan seçime AK Parti’nin adayı olarak gitseydi seçilebilir miydi? Onun için MHP’nin kahrını çekmek zorunda kalıyor. Niye Erdoğan istediği halde Bahçeli bir tane bakan ismi vermiyor? Çok garip bir ortaklıktan bahsediyoruz. Normal bir ortaklık değil.”

‘İşlerine gelince demokrat, işlerine gelince otokrat’

Ayrıca Kürt meselesinin büyüdüğünü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu reddettiğini söyleyen Babacan, AK Parti’nin HDP’yi ziyaretini şu sözlerle yorumladı:

"Kendileri bu görüşmeleri yaparken hiçbir şey yok. Başka bir HDP ile temas kurunca ‘Masanın altında HDP var’. Tamamen propaganda malzemeleri. İşlerine gelince demokrat, işlerine gelince otokrat. Seçime giderken kucaklayıcı, seçimden sonra ‘Tekmeyi bas gönder’. Öyle çalışıyor.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER