© Haber Rize 2022

Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısı sonrası açıklama yapıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Konuşmasına, Berlin Olimpiyat Stadı'nda oynanan Euro 2024 hazırlık maçında Almanya karşısında tarihi bir galibiyete imza atan A Milli Futbol Takımı'nı kutlayarak başlayan Erdoğan, millilerin, deplasmanda 72 yıl sonra gelen 3-2'lik skorla hem büyük bir sevinç hem de oynadıkları oyunun güzelliğiyle tarifsiz bir gurur yaşattığını söyledi.
Gurbetçilerin coşkuyla Milli Takımın yanında yer almalarının da ayrıca anlamlı olduğunu belirten Erdoğan, Berlin Olimpiyat Stadı'nı adeta bayram yerine çeviren tüm gurbetçilere şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millilerin, bu başarı çıtasını daha da yukarıya taşıyarak, 2024 Avrupa Şampiyonası'nda yeni zaferler tattıracaklarına inandığını dile getirdi.

Türkiye Yüzyılı'nın inşası için verdikleri mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, son Kabine Toplantısı'ndan bu yana içeride ve dışarıda birçok etkinliğe, zirveye, görüşmeye, açılış törenine iştirak ettiğini kaydetti.

Kazakistan'ın ev sahipliğinde "Türk Devri" temasıyla Astana'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı'nın 10'uncu Zirvesi'nde Türk dünyası olarak birliği, beraberliği, dayanışmayı bir kez daha perçinlediklerinin altını çizen Erdoğan, teşkilatın hem üye sayısı hem işbirliği alanı hem de kurumsallaşma açısından katettiği mesafeden memnuniyet duyduklarını söyledi.

Erdoğan, Gaspıralı İsmail Bey'in 1,5 asır önce hayalini kurduğu "dilde, fikirde, işte birlik idealine" adım adım yaklaştıklarını ifade etti.

"Bağların daha da kuvvetlenmesini sağlıyoruz"

Macaristan'ın ardından geçen yıl KKTC'nin anayasal ismiyle teşkilata gözlemci üye olmasının tarihi bir adım olduğuna işaret eden Erdoğan, böylece Kıbrıs Türküne uygulanan tecridin kırılması yanında Türk dünyasının Kıbrıs halkına olan desteğini de ortaya koyduklarını dile getirdi.

Erdoğan, geçen hafta 40'ıncı kuruluş yıl dönümünü gururla kutlayan KKTC'nin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı tebrik ederek, şunları kaydetti:

"Ömrünü Kıbrıs davasına vakfeden Doktor Fazıl Küçük'ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Enerjiden güvenliğe, savunmadan altyapı yatırımlarına kadar her alanda attığımız adımlarla anavatanla yavru vatan arasındaki ekonomik, ticari ve beşeri bağların daha da kuvvetlenmesini sağlıyoruz. Son olarak 4 ay önce 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nda, Ercan Havalimanı'nın Yeni Terminal Binası ve pistinin açılışını gerçekleştirdik. İnşallah çok daha fazlasını başaracağız. Zaman, verdiği sözlerin hilafına davranarak Kıbrıs Türklerini cezalandıran Avrupa Birliği'nin ne kadar büyük bir yanlış yaptığını ispat edecektir. Maruz kaldığımız onca haksızlığa rağmen adil ve kalıcı çözüm irademizi muhafaza ediyoruz. Bunun yolunun da Kıbrıs Türklerinin eşit egemenliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesinden geçtiği kanaatindeyiz."

"En büyük zararı Ermenilere verdiler"

Kıbrıs Türkünü ambargolarla haklı davalarından döndürmeye çalışanların, Kafkasya'da yeni oyunlar peşinde koştuğuna dikkati çeken Erdoğan, "Kimi Batılı güçler Karabağ Savaşı ile birlikte bölgemizde artık yepyeni bir dönemin başladığını halen idrak edemiyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:

"Ermenistan'ı yıllarca kışkırtarak bu coğrafyada yaşayan tüm insanların acıları, sıkıntıları ve kavgaları üzerinden kendilerine rant devşirenler, aslında en büyük zararı Ermenilere verdiler. Gerçekleşmesi mümkün olmayan ham hayalleri körükleyerek Ermenileri istismar ettiler, kullandılar, güvensizliğe mahkum ettiler. Bu gerçeği artık Ermenistan'ın da görmesi ve kabullenmesi gerekiyor. Ermeni halkı ve yöneticilerinin güvenliği binlerce kilometre ötede değil, komşularıyla barışta ve işbirliğinde aramaları daha doğru olacaktır. Batılı ülkeler tarafından gönderilen hiçbir silah ve mühimmat, kalıcı barış ortamının sağlayacağı huzurun yerini tutamaz. Ermenilerin 30 yıl sonra ortaya çıkan barış fırsatını yine farklı hülyalara kapılarak boşa harcamamaları en büyük temennimizdir. Buradan bir kez daha Ermenistan'a, Azerbaycanlı kardeşlerimizin uzattığı barış elini tutması çağrısında bulunuyorum. Türkiye olarak bizim de Azerbaycan ile işbirliği içinde sürecin başarısı için gerekli adımları atmaya hazır olduğumuzu tekrar ifade ediyorum."

"Küresel rekabette yerimizi aldık"

Kazakistan dönüşü açılışını yaptıkları Ford Otosan Yeniköy Fabrikası'nın toplam 3 bin 500 kişiye istihdam sağlayacak önemli bir yatırım olduğunu belirten Erdoğan, otomotiv sektörünün Türk ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürdüğünü vurguladı.

Erdoğan, geçen yıl 9 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verilen bu sektörde Türkiye'nin, dünyanın 13'üncü en büyük otomotiv üreticisi konumunda olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Ancak Türkiye, dünyanın sayılı otomotiv ihracatçılarından biri olmasına rağmen, maalesef uzun yıllar kendi yerli ve milli markasına sahip değildi. Togg'un üretimi ve satışa başlamasıyla yeni gelişen elektrikli araçlar alanında kendi markamızda küresel rekabetteki yerimizi aldık. Her aşamasını yakından takip ettiğim bu projenin hayata geçmesiyle 'Türk araba yapamaz' diyenleri, 'fabrikada üretim bandı yok' diyenleri, 'bu araç satılmaz, vatandaş bunu almaz' diyenleri, yani bundan 60 yıl önce Devrim Otomobili Projesini garaja mahkum eden zihniyetin günümüzdeki uzantılarını hüsrana uğrattık. Birilerinin müstehzi bir edayla 'bunun fabrikası nerede' diyerek aklınca dalga geçtiği Togg şimdiye kadar 12 bine yakın teslimat yaptı. Üretim bandından inen ve teslim edilen araç sayısı günden güne artıyor. Geçen yıl dünyada 14 milyon elektrikli araç satıldığı düşünüldüğünde bu yarışa nasıl isabetli bir zamanda dahil olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır."
Erdoğan, kasım ayının ilk haftası Rize'de toplam yatırım bedeli 2 milyar 886 milyon lira olan eser, proje ve hizmetlerin resmi açılışını yaptıklarını anımsattı.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın 16. Zirvesi'nin 8-9 Kasım'da Özbekistan'da düzenlendiğini hatırlatan Erdoğan, zirvede Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in yanı sıra katılımcı ülkelerin liderleriyle bir araya geldiğini söyledi.

Vefatının 85. yıl dönümü olan 10 Kasım'da hem Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal'i hem de kahraman silah arkadaşlarını bir kez daha saygıyla yad ettiklerini ifade eden Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun anma toplantısında Türkiye'nin geçmişten bugüne serencamını ve Cumhuriyet dönemini değerlendirme imkanı bulduklarını dile getirdi.

"5 milyon fidanı toprakla buluşturduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl Milli Ağaçlandırma Günü olarak kutlanan 11 Kasım'ı bu sene de ülke genelinde bir ağaçlandırma seferberliğine dönüştürdüklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Milli Ağaçlandırma Günü'nde Türkiye'nin 2023 noktasında 5 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Ayrıca, her ilimizde 100. Yıl Cumhuriyet Ormanlarının kuruluşunu gerçekleştirdik. Bu tablo, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin tüm insanlığın bekasını tehdit eder boyutlara ulaştığı bir dönemde ayrıca önemlidir. Önümüzdeki dönemde havanın, suyun, toprağın, ağacın ve varisi olduğumuz bütün güzelliklerin korunması için daha çok çalışacağız. 'Türkiye Yüzyılı'na Nefes' sloganıyla yürüttüğümüz. bu çalışmalara destek veren herkese, milletimin her bir mensubuna teşekkür ediyorum."

"Türkiye, kerim devlet vasfına dönemimizde kavuştu"

Türkiye'yi yeni bir tasavvur ve yaklaşımla tanıştırdıkları bütün bu alanların başında, sosyal devlet olgusunun geldiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihten tevarüs ettiği kerim devlet vasfına tam manasıyla ilk kez bizim dönemimizde kavuşmuştur. Kurucu kadronun hayallerini süsleyen, kimsesizlerin kimsesi olan cumhuriyet özlemi, gayretlerimiz neticesinde 21 yılda idealden çıkıp, hakikate dönüşmüştür. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu, ülkemize dünyanın en geniş kapsamlı sosyal güvenlik ve sağlık sistemini kazandırdı. Devletimizin şefkat şemsiyesi dışında hiçbir vatandaşımızın kalmaması için özel çaba harcadık. Fakir fukara, garip gurebanın elinden tuttuk. Şehitlerimizin emanetlerine, kahraman gazilerimize sahip çıktık. Engelli kardeşlerimize, bakıma muhtaç yaşlılarımıza, yetim ve öksüz çocuklarımıza kucak açtık. Çeşitli destek programlarından evde bakım hizmetlerine kadar farklı alanlarda yeni düzenlemeleri devreye aldık. Halkçılık maskesi altında yıllardır bu ülkede halk düşmanlığı yapanlar bilmese de hizmetlerden faydalanan kardeşlerimiz evinde, iş yerinde, okulunda, hastanesinde her yerde bu gerçekleri bizzat görüyor ve yaşıyor."

"Darülacezemizi donanımlı komplekse kavuşturduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal devlet uygulamalarında da mevcutla yetinmediklerini, kendilerini sürekli geliştirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

"Geçen hafta hizmete sunduğumuz Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri bunun en son örneğiydi. 2. Sultan Abdülhamid Han'ın emaneti 128 yıllık büyük bir çınar olan Darülacezemizi her açıdan donanımlı, rahat, huzurlu ve güvenli bir sosyal hizmet kompleksine kavuşturduk. İnşaat alanı 146 bin metrekareyi bulan, şimdilik 928 yatak kapasitesine sahip yatay mimari tarzında inşa edilen, 23 bloğu, camisi, kilisesi ve havrasıyla gerçekten muhteşem bir eseri ülkemize kazandırdık. Yaşadığımız deprem felaketine rağmen 1,5 yıl gibi kısa sürede inşasını tamamladığımız Darülaceze Sosyal Yaşam Şehrimizin, sakinleri başta olmak üzere milletimize hayırlı olmasını diliyorum."

"İhtiyaç sahiplerinin imdadına koşuyoruz"

Türkiye'nin yurt dışında da mazlumun, mağdurun, ezilenlerin, zulme ve baskıya uğrayanların yanında olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"AFAD, Kızılay ve TİKA'mızla dünyanın en zor coğrafyalarında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımız ile ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşuyoruz. Türkistan'dan Afganistan'a, Balkanlar'dan Afrika'ya kadar nerede gözü yaşlı, gönlü kırık kimse varsa Türkiye'nin şefkat eli oradadır. Filistin'deki mazlumların acısı nasıl bizim acımızsa Uygur kardeşlerimizin, Ahıska Türkü, Kırım Tatarı, Kerkük Türkmen'i kardeşlerimizin sıkıntısı da aynı şekilde bizim sıkıntımızdır. Hiçbir ayrım yapmadan bunların hepsiyle yakından ilgileniyoruz. Her kim Türkiye'yi soydaşlarının derdine sırtını dönmekle itham ediyorsa ya gafildir ya cahildir ya da yabancı güçler namına çalışan beşinci kol elemanıdır. Türkiye'nin soydaş ve akraba topluluklara yönelik hassasiyeti zirveye bizim dönemimizde çıkmıştır. İnşallah bundan sonra da her daim kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER