© Haber Rize 2022

"Doğu'nun Çukurovası" yeni doğan kuzu ve oğlaklarla şenleniyor

Yaklaşık 1 milyon 405 bin küçükbaş hayvanın bulunduğu Iğdır'da, 475 bine yakın kuzu ve oğlak doğumu bekleniyor Çiftçi Hamit Karadağ: "Ekonomik olarak ülkemizdeki en güzel mesleklerden birisi hayvancılık. Her şeyin bir zorluğu var ama biz atamızdan, babamızdan kalan mesleği sürdürmeye çalışıyoruz"

Küçükbaş hayvancılığın önemli merkezlerinden Iğdır'da yeni doğan kuzular ve doğacak olanlar nedeniyle çiftçiler arasında heyecan yaşanıyor.

İklimi ve coğrafi koşullarıyla birçok tarım ürününün yetiştirildiği, "Doğu'nun Çukurovası" olarak anılan Iğdır, küçükbaş hayvancılıkta da yurdun önde gelen illeri arasında yer alıyor.

Yaklaşık 1 milyon 405 bin küçükbaş hayvanın bulunduğu kentte, her yıl kışın sonuna doğru kuzu ve oğlak doğumları şenlik havasında gerçekleşiyor.

Kent genelinde bulunan 1 milyon 340 bin koyundan 450 bin kuzu, 65 bin keçiden ise 25 bin oğlak doğumu bekleniyor.

Annelerinden ayrılan kuzu ve oğlaklar farklı ahırlara koyulup burada beslenmeleri ve bakımları yapılıyor. Daha sonra geniş bir alana çıkarılan anneler, burada yavrularına kavuşmak için bekliyor.

Yavruların ahırlarının kapıları açılıp alana çıkarıldıklarında ise annelerini arama çalışmaları güzel görüntülere sahne oluyor.

Kuzuların anneleriyle buluşma anı havadan görüntülendi

Kentte bu sezon doğan kuzu sürülerinin emzirilmek üzere anneleriyle buluşturulma anı  havadan görüntülendi.

Kuzuların ve annelerinin, yüzlerce küçükbaş hayvandan oluşan sürü içinde birbirlerini meleyerek kısa sürede bulması dikkati çekiyor.

Kente bağlı Halfeli beldesinde çiftçilik yapan Hamit Karadağ, AA muhabirine, kuzuların dünyaya gelmesiyle çiftçiler arasında adeta bir bayram havası yaşandığını söyledi.

Kuzuların annelerinden ayrıldığını ve günde 2 defa emzirilmek üzere buluşturulduklarını belirten Karadağ,

"Kuzu ve annelerini bir yere koymuyoruz. Koyunlar büyük olduğu için yem yeme zamanında kuzular ezilir, bu yüzden ayrı tutuyoruz, büyüdükten sonra beraber olacaklar. Günde 4 defa yem veriyoruz, sabah 2 kere, akşam 2 kere. Koyun yediği zaman sütü çok oluyor, kuzu emiyor ve süt tekrar azalıyor, biz de tekrar yem veriyoruz sütünün arttırması için. Kuzu sütten ne kadar vitamin alırsa o kadar gelişir."

dedi.

''Atamızdan, babamızdan kalan mesleği sürdürmeye çalışıyoruz"

Hayvanların bakımlarının kışın zor olduğunu ve bunun için ailece çaba harcadıklarını aktaran Karadağ, şöyle konuştu:

"Saman ve arpayı kışın koyunlara yetirmek için yazın hazırlıyoruz. Yazın arpa ve saman almasak kışın çok pahalı oluyor. Mesela yazın balya aldık, getirdik patosa vurduk ve kış için saman yaptık, kışın 3-4 aylık süreçte hayvanlarımızı böyle besliyoruz. Zaten yazın da hayvanlarımız mera ve yaylalara çıkıyor. Zor olsa da işimiz bu. Şu an ekonomik olarak ülkemizdeki en güzel mesleklerden biri hayvancılık. Her şeyin bir zorluğu var ama biz atamızdan, babamızdan kalan mesleği sürdürmeye çalışıyoruz."
Çiftçilerden Yusuf Kaya da "Bu yılki doğum sezonunda şimdiye kadar yaklaşık 50 koyunumuz doğum yaptı. Bu bizim için büyük bir sevinç çünkü bu kuzulardan bazılarını büyütüp satarak masrafları karşılıyoruz. Bölgemizde tarımın yanı sıra yapılabilecek en iyi meslek hayvancılıktır. Biz de geçmişten beri yaptığımız bu işi sürdürerek ekmeğimizi kazanıyoruz."

ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER