© Haber Rize 2022

Yirmi yılda bin yıllık zulme imza attınız.

28 Şubatın zulümlerini yirmi yılda hallettiniz, yirmi yılda bin yıllık zulme imza attınız.

28 Şubatla ilgili -dikkat ettim- birçok AK PARTİ'li vekil bir dakikalık konuşmalarda kınama mesajları yayınladı. Aslında, var ya, 28 Şubatla ilgili eleştiriyi yapmaması gereken en çok sizlersiniz. "Bin yıl sürecek." denen o 28 Şubatın zulümlerini yirmi yılda hallettiniz, yirmi yılda bin yıllık zulme imza attınız. Ne Anayasa bıraktınız ne hukuk bıraktınız ne uluslararası sözleşmeler bıraktınız ne yasalar bıraktınız ve ağzına kadar cezaevlerini doldurdunuz, analı babalı binlerce insanı oralara doldurdunuz, çoluk çocuğu perişan ettiniz, ekonomiyi mahvettiniz ve ardından da kalkmışsınız "28 Şubat'ı kınayın." Ben sizleri kınıyorum!

Siz de biraz sonra, bu zamlardan korunmak için petrol istasyonlarının önünde sıraya gireceksiniz, hepiniz bu hâldesiniz.

Nükleer Düzenleme Yasa Teklifi'ni konuşuyoruz ama herhâlde hepimiz bir şeyi unutuyoruz: Halkın gündemi değil bu, halkın gündeminde şu anda zamlar var, kapanan iş yerleri var, enflasyon var, elektrik faturaları var, benzine, mazota, oto gaza her gün gelen zamlar var. Siz de biraz sonra, bu zamlardan korunmak için petrol istasyonlarının önünde sıraya gireceksiniz, hepiniz bu hâldesiniz. Her şeyi inkâr edersiniz ama biraz sonra o petrol istasyonlarındaki tabelaları göreceksiniz, biraz sonra nasıl değişeceğini de göreceksiniz. Ülkeyi getirdiğiniz hâl bu ve şu anda Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi'ni konuşuyorsunuz yani insan "El insaf." der. Vatandaşın derdi ne, iktidarın derdi ne? Mahvettikleri ekonomiyi güya düzeltmek adına birilerine memleketin arzını, toprağını peşkeş çekecek, modası geçmiş bir nükleer teknolojiyi burada sürdürmeye çalışacak, doğaya, çevreye, toprağa, suya, herkese zarar verecek bir tesis kurmaya çalışacak. Aslında, mesele daha da büyük, anayasal rejimi altüst edip bir KHK rejimi kurma hevesinden kaynaklanan bir hâli yaşıyoruz.

 

Anayasal rejimi bıraktınız, KHK rejimi kurdunuz, o KHK'lerinizle, onlarca, yüzlerce KHK'nizle yüzbinlerce insanı insafsızca, vicdansızca işinden attınız

Hepimiz biliyoruz burada, 2018'de bir KHK'yle nükleer düzenlemeyle ilgili yasa getiriliyor, ardından 2020'de Anayasa Mahkemesi iptal ediyor ve bir yıl süre tanıyor, bir yılın sonunda da apar topar son iki üç günde yetiştirebilmek için iki ayağı bir pabuca sokarak bu Meclisi, bu hâle getiriyorsunuz çünkü mantığınız yanlış. Anayasal rejimi bıraktınız, KHK rejimi kurdunuz, o KHK'lerinizle, onlarca, yüzlerce KHK'nizle yüzbinlerce insanı insafsızca, vicdansızca işinden attınız, Nazi soykırımına uğrattınız, her türlü anayasal hakkını ayaklar altına aldınız. Bu vebal, bu günah, bu suç size bu dünyada sorulmazsa öte dünyada mutlaka sorulacak; hiç kimse bunu unutmasın. Eğer ki "Öte dünyaya inanıyoruz." diye din pazarlamacılığı yapıyorsanız bilin ki, vallahi de billahi de bilin ki bütün bunlar sonuna kadar sizden sorulacak, sonuna kadar sorulacak.

 

Her taraf yine talan edilecek!

Nükleer Düzenleme Yasa Teklifi'ni getirdiniz, yetmedi, her taraf talan edilecek; bir de zeytinle ilgili yönetmelik getirildi, bir başka şekilde her taraf yine talan edilecek. Anayasa Mahkemesi duvarına defalarca tosladınız.
 

Milletin vekilini nasıl zindanlara gönderdik?" diye bir tekinizin bile yüzü kızarmıyor.

Vekilleri zindana atıyorsunuz, dönüyor, geliyor, karşınızda konuşuyor benim gibi ama hiçbirinizin yüzü kızarmıyor, dönüp bir özür dilemiyorsunuz, "Biz ne yaptık? Nasıl Anayasa'yı çiğnedik? Milletin vekilini nasıl zindanlara gönderdik?" diye bir tekinizin bile yüzü kızarmıyor. Milletin sağlığını ihlal eden KHK'ler çıkarıyorsunuz, Anayasa Mahkemesi alıyor, onu yere vuruyor. Bir yılın sonunda bir daha böyle apar topar bir tane yasa getiriyorsunuz, elinizi yüzünüze, gözünüze bulaştırıp getiriyorsunuz, gülünç bir hâle düşüyorsunuz. Bakın, bunun nedeni 50 milyon dolarlık bir fona para aktarmak, başka bir şey yok; her şeyde rantı düşünüyorsunuz, vallahi her şeyde rantı düşünüyorsunuz.

 

"Herkese aitim ve hiç kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım."

Zeytin ağacı... Şu gördüğünüz zeytin ağacı Muğla Milas'ta, üç bin iki yüz yıllık bir ağaç. Bu ağaç iki bin yıl ürün verir ama o sizin madenleriniz bir kere çıkar ve her taraf talan olur. Hangisini tercih ediyoruz, söyleyin. Bu ağaç diyor ki: "Herkese aitim ve hiç kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım." Binlerce yıldır zeytin ağacı bunu diyor ve siz de o zeytin alanını mahvediyorsunuz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER