Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sona erdi.
Parti genel merkezindeki toplantı yaklaşık 2,5 saat sürdü.
MKYK toplantısı ile ilgili açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik toplantının ağırlıklı gündem maddesinin, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesi olduğunu belirtti. Çelik, bütün bu çabalara rağmen krizin kademe kademe yükseldiğini ve sonuçta bugünkü saldırı durumunun ortaya çıktığını ifade etti.
AK Parti Sözcüsü Çelik, ”Gelinen nokta, gerek İkinci Dünya Savaşı sonrasında, gerek soğuk savaş sonrasında Batı ittifakıyla Rusya arasındaki en gergin durum diyebiliriz. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Soğuk Savaş dönemlerinde pek çok gerginlik söz konusu oldu ama bu gerginliklerin hiçbiri bu aşamaya ulaşmamıştı. Bunun Batı-Rusya ilişkileri açısından jeopolitik sonuçları, ekonomik sonuçları bundan sonraki dünya düzeni açısından da güçlü sonuçları olacaktır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tansiyonun yükseldiği ilk andan itibaren hem gerginliğin azaltılması için hem barışın kurulması için yoğun bir çaba sarf ettiğini aktaran Çelik, şöyle devam etti:
”Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Vladimir Zelenskiy ile Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile NATO içerisindeki müttefiklerimizden, çeşitli devlet başkanları ve hükümet başkanları ile yoğun bir şekilde bu görüşmeleri sürdürdü. Görüşmelerin odak noktası, diplomasi yoluyla Minsk Anlaşması çerçevesinde bu krizin çözülmesiydi. Aslında Ukrayna tarafıyla ve Rusya tarafıyla en doğrudan konuşabilen Devlet Başkanı olarak Cumhurbaşkanımızın bu çabaları hem Ukrayna tarafından hem Rusya tarafından olumlu karşılandı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, olayın başından itibaren Türkiye’nin üzerine düşeni yapacağını, barış yoluyla çözüm için katkıda bulunabileceğini ifade ettiğini kaydeden Çelik, şöyle devam etti:
”Fakat gelinen noktada çatışma başlamış durumda. Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin ile kapsamlı bir görüşmesi oldu. Nitekim bu görüşlerini açık bir şekilde ifade etti, Sayın Putin de kendileri açısından kendi bakış açısından olayın çeşitli safahatını Sayın Cumhurbaşkanımızla paylaştı. Bugün itibarıyla uluslararası hukuku ağır bir şekilde ihlal eden ve çok vahim sonuçları olabilecek bir tablo ortaya çıktı. Bu işgali tümüyle reddediyoruz, haksız ve hukuksuz bir eylemdir, haksız ve hukuksuz bir şekilde süreç yürütülmüştür ve bu sonuç ortaya çıkmıştır.”
Çelik, olayın başından itibaren Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana olduklarını, Ukrayna’nın siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü ilkeleri gereği güçlü bir şekilde savunacaklarını ifade ettiklerini hatırlattı.
”Gelinen noktada bir haksız ve hukuksuz saldırganlık ortaya çıkmıştır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Afrika gezisi dönüşünde yaptığı ”Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini güçlü bir şekilde savunuyoruz. Ukrayna’dan ve Rusya’dan, ikisinden de vazgeçmeyiz.” şeklindeki açıklamalarının önemli olduğunu, bu iki ifadenin birlikte ele alınması gerektiğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
”Aslında burada bir prensip çerçevesinde hiç kimsenin bir saldırgan girişime yönelmemesi ile ilgili olarak açık ve net bir tavır ortaya koyulmuştu. Sonuç olarak da Ukrayna ve Rusya arasında bir tercih güdülmediği, ikisinden biri lehine herhangi bir şekilde diğerinin tansiyonun yükseltilmesi gibi bir tutum içerisine girilmediği net bir şekilde ortaya koyulmuş oldu. Türkiye bu açıdan NATO ittifakı içindeki mükellefiyetlerini yerine getirmekle birlikte, kendi coğrafi konumu, siyasi birikimi, Ukrayna ile olan ilişkileri ve Rusya ile olan ilişkileri çerçevesinde aslında özgün bir pozisyon üretmişti, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması için üstüne düşeni yapacağını söylemişti ama gelinen noktada bir haksız ve hukuksuz saldırganlık ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz bu saldırganlık karşısında bu saldırganlığın sonuçlarını tümüyle reddettiğimizi ifade etmek istiyorum.”
”NATO yerleşik kuralları çerçevesinde hareket edilecektir”
Türkiye’nin, bir yandan NATO, bir yandan Rusya, bir yandan da Ukrayna ile ilişkilerinin bulunduğunu belirten Çelik, ”Tabii NATO yerleşik kuralları çerçevesinde hareket edilecektir. Türkiye bir NATO müttefiki olarak burada şimdiye kadar yapıcı bir tutum sürdürdü. Bundan sonra güçlü bir NATO üyesi olarak da bu tutumunu sürdürecektir. Tabii ki Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde savunmaya devam edeceğiz. Rusya’nın da bu saldırgan tutumdan vazgeçmesi için diplomatik girişimlerini sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.
Çelik, Kırım Tatarları konusuyla da yakından ilgilendiklerini, Ukrayna Parlamentosu’ndaki Kırım Tatarı kökenli milletvekilleri ile yakın temas halinde olduklarını, sürekli bilgi aldıklarını da söyledi.
”Bütün senaryolara hazır bir şekilde devlet kurumlarımız görevlerini çalışıyor”
AK Parti Sözcüsü Çelik, Ukrayna’daki Türk vatandaşlarına ilişkin de şunları kaydetti:
”Ukrayna’daki vatandaşlarımızla yakın bir temas içerisindeyiz. Bu temas çerçevesinde oradaki diplomatik misyonlarımız görevlerine devam ediyorlar. Bugün maalesef bir vatandaşımızın yanlış bir yaklaşımı bir video olarak yayıldı. Diplomatik misyonlarımızın Ukrayna’dan çekildiği şeklinde, böyle bir şeyin söz konusu olmadığı açıklandı. Diplomatik misyonlarımız görevinin başındadır. Oradaki bütün devlet görevlilerimiz, vatandaşlarımızın hizmetindedir. Oradan ayrılmak isteyen vatandaşlarımızla ilgili olarak şu anda bir şey yapılamıyor. Çünkü hava, kara ve deniz ikmal yolları konusunda güvenlik açısından tam bir garanti verilemiyor. Aynı şekilde kaotik bir durum var. Tablo tam olarak net görülemiyor. Bu çerçevede hava, kara ve deniz açısından bu ikmal yollarından herhangi bir tanesinde güvenlik sağlandığı takdirde, ayrılmak isteyen vatandaşlarımız için gerekli organizasyon yapılacaktır. Bütün senaryolara hazır bir şekilde devlet kurumlarımız görevlerini çalışıyorlar.”
Karadeniz’in güvenliği konusunun kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini, Türkiye’nin bu çerçevede üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini vurgulayan Çelik, ”Montrö sözleşmesinin bu tip bir durumda Türkiye’nin kararları açısından ne anlama geldiği ile ilgili olarak zaten devlet kurumları böyle bir tablonun ortaya çıkması ihtimaline karşı bütün senaryoları çalışmışlardır. Dolayısıyla Montrö sözleşmesi ile ilgili önümüze gelebilecek çeşitli durumlarla ilgili olarak projeksiyonlar yapılmıştır, hazırlıklar tamamlanmıştır hem hukuki açıdan hem diplomatik açıdan gereken hazırlıklar şimdiye kadar tam olarak yerine getirilmiştir. Süreci tabii ki takip etmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.