CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz örgütüyle beraber yapmış olduğu ‘Çayımıza ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz’ adlı basın açıklamalarının sekizincisini bugün Rize’nin Kalkandere ilçesinde gerçekleştirdi.
Konuşmasına Bartın Amasra’da meydana gelen patlama nedeniyle yaşamını kaybeden maden emekçilerini anarak başlayan İl Başkanı Deniz: "Madenlerde meydana gelen kazalar sonucu yaşanan ölümler kader değildir. Gerekli önlemlerin alınması gerekir. Sayıştay raporlarına rağmen gerekli önlemleri almayan herkes yargılanmalı ve gerekli cezalara çarptırılmalıdır" dedi.
Deniz'in basın açıklaması şu şekilde:
"Öncelikle Bartın Amasra’da meydana gelen patlama nedeniyle yaşamını kaybeden maden şehitlerimize Allahtan rahmet ailelerine ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Ulusumuzun başı sağ olsun. Madenlerde meydana gelen kazalar sonucu yaşanan ölümler kader değildir. Gerekli önlemlerin alınması gerekir. Günümüzde artık maden kazaları ve sonucunda ölümler artık tarihe karışmış duruma gelmiştir. Büyük ülke olmanın gereklerinden birisi de budur. Maden kazalarına karşı gerekli önlemleri almak yapılan uyarıları dikkate almak. Sayıştay raporlarına rağmen gerekli olan önlemleri almayan herkes yargılanmalı ve gerekli cezalara çarptırılmalıdır."
“SORUNUN ÇÖZÜMÜ KADRO HAKKIDIR, DEVLET OLANAKLARI YARATMAK ZORUNDADIR”
Çaykur’da çalışan mevsimlik işçilerin kadro sorununu çözün. İyileştirme yaparak sorunu çözemezsiniz. Sorunun çözümü kadro hakkıdır. Her çalışanın 12 ay aş ve iş talebi en temel hakkıdır. Geçici, mevsimlik işçi diye bir şey olmaz. Elbette ki mevsimlik ve geçici yapılan işler vardır. Ama bu işlerin olması çalışanların mevsimlik veya geçici olarak çalışmaya mahkûm edilmeleri demek değildir. Devlet her çalışan vatandaşın 12 ay eksiksiz çalışmasını ve aşının olmasını sağlamak buna ilişkin çalışma kuralları ve olanakları yaratmak zorundadır.
“SARAYI ÇAYKUR’UN MEVSİMLİK İŞÇİLERİNİ ON İKİ AY ÇALIŞTIRIN”
Peki 9300 mevsimlik işçinin ortalama maliyeti nedir. Bir işçinin aylık ortalama maliyeti aylık 20 bin TL olsa 9300 mevsimlik işçinin aylık maliyeti 186 milyon TL. Peki sarayın aylık maliyeti ne 300 milyon TL. Yani 9300 mevsimlik işçinin aylık maliyeti sarayın 1 aylık maliyetinin neredeyse yarısı kadar. Yani ÇAYKUR’un 9300 mevsimlik işçisi 1 saray kadar etmiyor. 9300 işçiye kadro vermenin ek maliyeti nedir? 6 ay çalıştıkları için kalan 6 ay üzerinden hesaplama yaparsak-işçi maliyeti sezonda olduğu kadar olmayacak- ortalama 12 bin tl desek 112 milyon 6 aylık maliyeti 672 milyon TL. Çözüm; sarayı dört ay kapatın ÇAYKUR’un mevsimlik işçilerini on iki ay çalıştırın. Biz iktidara geldiğimizde genel başkanımızın açıkladığı gibi sarayı kapatacağız. Buradan elde etmiş olduğumuz tasarrufları halkımızın hizmetine sunacağız.
“ÇAY ÜRETİCİLERİNİN PROMOSYON SORUNUNU ÇÖZÜN”
Bu konu sürekli gündeme geliyor fakat çözülmüyor. Bankada parası olan işlem gören herkese promosyon var çay üreticilerine yok. Çay üreticilerinin milyarlarca liraları bankada işlem görüyor fakat herkes var çay üreticilerine yok. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu haksızlığa bir an önce son verilmelidir. ÇAYKUR kendi çalışanlarının promosyon sorununu çözdü ama çay üreticilerinin sorunu devam ediyor. Rize Ticaret Borsasının banka hesaplarında çay üreticilerinden yapılan kesintiler var. Onlar çalışanlarına promosyon alıyorlardır ki almaları da doğrudur. Ama paranın asıl kaynağı olan çay üreticilerine promosyon yok. Buradan çağrı yapıyoruz; Tarım Bakanlığı, ÇAYKUR, Rize Ticaret borsası ve anlı şanlı ne iş yaptığı belli olmayan Ulusal Çay Konseyi bir işe yarasın ve çay üreticilerinin promosyon sorununu çözün.
“ÖZEL SEKTÖR TABAN FİYATTAN ÇAY ALDIĞINDA NE KOTA SORUNU VE NE KONTENJAN”
Bu çay sezonun da gördük ki özel sektör ÇAYKUR’un açıklamış olduğu fiyattan çay alabiliyormuş. Yani taban fiyat uygulanabiliyormuş. Bir şeyi daha gördük özel sektör ÇAYKUR’un açıklamış olduğu fiyattan çay aldığında ne kota sorunu var nede kontenjan sorunu var. Yaş çayda taban fiyat uygulamasını getirin ne kota sorunu olur nede kontenjan sorunu olur dediğimizde ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Yıllardır çay üreticisini koruyacak çay kanunu çıkarılsın dedik. Bu amaçla çay kanun tekliflerimizi meclise sunduk ama ret edildi. O zaman merak etmiştik niye ret ediliyor diye. Fakat AKP’nin meclise sunmuş olduğu çay kanunu teklifini görünce anladık.
“AKP’NİN RUHU VE NİYETİ BOZUK ÇAY KANUNU DEVLET SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRMAYI AMAÇLIYOR”
AKP tarafından çıkarılmaya çalışılan kanun devletin çay tarımındaki sorumluluğunu ve görevini ortadan kaldırarak Türk çayını tamamen sermayeye açacak, çay üreticisini yoksullaştırarak köle edecek, Çaykur’un yok edilmesini sağlayacak, uzun vadede yerli girişimcilerinin de devreden çıkarılarak Türk çay tarımının tamamen yabancıların eline geçmesini sağlayacak bir kanun. AKP tarafından meclis gündemine yeniden getirilecek olan kanun teklifine karşı mücadele etmek hepimizin herkesin görevidir. Çünkü çaya, ÇAYKUR’a sahip çıkmak demek geleceğimize sahip çıkmak demektir. Bu kanunun ruhu bozuk çünkü niyeti bozuk. O nedenle bu kanunun tümü geri çekilmeli ve yeniden konuyla ilgili tüm tarafların bir araya gelmesiyle yeni bir çay kanunu çıkarılmalıdır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.