Rize
02 Kasım, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2394.8
  • BIST
    10065.4
  • BTC
    69315.19$

CHP Rize İl Başkanı Deniz protesto eylemine Ardeşen'de devam etti

CHP Rize İl Başkanı Deniz protesto eylemine Ardeşen'de devam etti
CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz: "ULUSAL ÇAY KONSEYİ BİR İŞE YARASIN VE ÇAY ÜRETİCİLERİNİN PROMOSYON SORUNUNU ÇÖZSÜN"

AKP’nin Haziran ayında TBMM Başkanlığı’na sunduğu ancak çay üreticileri ve örgütlerinden gelen tepkiler üzerine komisyondaki görüşmeleri ileri tarihe bırakılan “Çay kanunu” teklifini AKP Genel Başkanı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı’nın geçen ay “Çay kanunu teklifini yeniden TBMM’ ye getireceğiz.” açıklamasına tepki gösteren CHP Rize İl Örgütü 12 ilçede yapmayı planladığı “Çaya ve geleceğimize sahip çıkıyoruz” protesto eylemlerine bugün Rize'nin Ardeşen ilçesinde devam etti. 

CHP Rize İl Örgütü daha önce Rize Merkez, Çayeli, Fındıklı ve Pazar ilçelerinde gerçekleştirdiği protesto eylemi ve basın açıklamalarının ardından bugün Ardeşen ilçesinde düzenlenen protesto eylemine çeşitli siyasi parti temsilcileri bazı meslek örgütleri yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, CHP İl Başkanı Saltuk Deniz ve partililer katıldı. 

Eylemde konuşan CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, ÇAYKUR'un 9300 mevsimlik işçisinin saray kadar etmediğini ifade ederek: "Bu halkla dalga geçmeyi bırakın" diyerek Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenen yaş çay alım fiyatının Tarım Bakanlığı tarafından açıklanmasına tepki gösterdi. 

"DEVLET HER ÇALIŞAN VATANDAŞIN 12 AY EKSİKSİZ ÇALIŞMA OLANAĞINI YARATMAK ZORUNDADIR"

"ÇAYKUR'da çalışan mevsimlik işçilerin kadro sorununu çözün, iyileştirme yaparak sorunu çözemezsiniz, sorunun çözümü kadro hakkıdır. Her çalışanın 12 ay aş ve iş talebi en temel hakkıdır. Geçici , mevsimlik işçi diye bir şey olmaz, elbette ki mevsimlik ve geçici yapılan işler vardır. Ama bu i̇şlerin olması çalışanların mevsimlik veya geçici olarak çalışmaya mahkum edilmeleri demek değildir. Devlet her çalışan vatandaşın 12 ay eksiksiz çalışmasını ve aşının olmasını sağlamak buna ilişkin çalışma kuralları ve olanakları yaratmak zorundadır. Bizim düşüncemiz budur.  ÇAYKUR'da çalışan mevsimlik ya da geçici i̇şçilerin en doğal hakkı da 12 ay çalışmak ve 12 ay aş sahibi olmaktır. Bu sorun ÇAYKUR'da mevsimlik yada geçici olarak çalışanların talepleri yani onların görüşleri de alınarak çözülmelidir 

"ÇAYKUR'UN 9300 MEVSİMLİK İŞÇİSİ SARAY KADAR ETMİYOR"

9300 mevsimlik işçinin aylık maliyeti 186 milyon TL. peki sarayın aylık maliyeti ne 300 milyon tl. Yani 9300 mevsimlik işçinin aylık maliyeti sarayın 1 aylık maliyetinin neredeyse yarısı kadar. Yani ÇAYKUR'un 9300 mevsimlik i̇şçisi saray kadar etmiyor. Çözüm basit kapatın sarayı ÇAYKUR'da çalışan mevsimlik işçilerin kadro sorununu çözün. 

"ULUSAL ÇAY KONSEYİ BİR İŞE YARASIN VE ÇAY ÜRETİCİLERİNİN PROMOSYON SORUNUNU ÇÖZSÜN"

Çay üreticilerinin promosyon sorununu çözün diyoruz fakat çözülmüyor.Bankada parası olan işlem gören herkese promosyon var çay üreticilerine yok. Çay üreticilerinin milyarlarca liraları bankada işlem görüyor fakat herkes var çay üreticilerine yok. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu haksızlığa bir an önce son verilmelidir. ÇAYKUR kendi çalışanlarının promosyon sorununu çözdü ama çay üreticilerinin sorunu devam ediyor. Rize Ticaret Borsasının Banka hesaplarında çay üreticilerinden yapılan kesintiler var. Onlar çalışanlarına promosyon alıyorlardır ki almalarıda doğrudur ama paranın asıl kaynağı olan çay üreticilerine promosyon yok. Buradan çağrı yapıyoruz; Tarım Bakanlığı, ÇAYKUR, Rize Ticaret Borsası ve ne iş yaptığı belli olmayan Ulusal Çay Konseyi bir işe yarasın ve çay üreticilerinin promosyon sorununu çözsün. 

"KANUNUN GÖRÜŞÜLMESİNİ ERTELEDİLER, KİMSE SAHİP ÇIKMADI"

Biz çay üreticisini koruyan çay kanununu meclise sunmuştuk onlar çay üreticisini köle edecek ve ÇAYKUR'u yok edecek çay kanunu meclise sundular. tepkiler gelince de önce kanunun sahipleri ortadan arazi oldu, kimse sahip çıkmadı ardından kanun teklifinin görüşülmesini 1 Ekime ertelediler fakat bugün 11 ekim daha gündeme bile getiremediler.

"ÇAYA VE ÇAYKURA SAHİP ÇIKMAK GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAK DEMEKTİR"

AKP tarafından çıkarılmaya çalışılan kanun devletin çay tarımındaki sorumluluğunu ve görevini ortadan kaldırarak Türk çayını tamamen sermayeye açacak, çay üreticisini yoksullaştırarak köle edecek, ÇAYKUR'un yok edilmesini sağlayacak, uzun vadede yerli girişimcilerinin de devreden çıkarılarak Türk çay tarımının tamamen yabancıların eline geçmesini sağlayacak bir kanun. AKP tarafından meclis gündemine yeniden getirilecek olan kanun teklifine karşı mücadele etmek hepimizin herkesin görevidir. Çünkü çaya ve ÇAYKUR'a sahip çıkmak demek geleceğimize sahip çıkmak demektir.  

"HALKIMIZLA DALGA GEÇMEYİ BIRAKIN"

Kanun teklifi meclise sunulduğunda gelen tepkiler üzerine düzeltmeler yaptık dediler ve milletle dalga geçtiler. Neymiş değişiklik çay fiyatını Ulusal Çay Konseyi açıklamayacak Tarım Bakanlığı açıklayacakmış… Peki çay fiyatını kim belirleyecek Ulusal Çay Konseyi. Belirlenmiş fiyatı Tarım Bakanlığı açıklasa ne olur açıklamasa ne olur. Halkımızla dalga geçmeyi bırakın. " dedi. 

"DOKUZ AY SONRA İKTİDARDAYIZ, TÜM MEVSİMLİK İŞÇİLERE 12 AY KADROLARINI VERECEĞİZ"

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu eylemde yaptığı konuşmasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'ya, AKP'nin TBMM'ye getirdiği çay kanunu teklifi yasalaşırsa Yazıcı'nın sokağa çıkamayacağını ifade ederek şunları söyledi:
"Geçen gün sayın Cumhurbaşkanı şöyle bir açıklama yaptı, 'Biz yolsuzlukla, rüşvetle ve yoksullukla mücadele etmek için hazırlık yapıyoruz' dedi. 20 yıldır iktidarda hazırlık yapıyormuş. Peşinen şunu söyleyeyim biz hazırlığı yaptık, sekiz dokuz ay sonra dostlarımızla birlikte Millet İttifakı olarak iktidardayız. Mevsimlik işçi sorununu ortadan kaldıracağız. Tüm mevsimlik işçilere 12 ay kadrolarını vereceğiz. 

"BU KANUNDA ÜRETİCİ VE ÇAYKUR YOK, DÜNYA TEKELLERİNE PAZAR ARIYORLAR"

Yıllardan beri diyorlar ki 'Türkiye'de çay çok pahalıya üretiliyor, çay üretmeye gerek yok, burada bir dolara üretilen çayı biz dışarıdan altmış sente alırız, çay üretmeyelim.' Özal'lı günlerden bu yana bu masal anlatılıp gidiyor. Bu çay kanunu da bu masalın eseridir. Sizinle ilgili yani çay üreticileriyle ilgili, müstahsille ilgili hiçbir şey yok bu kanunda. ÇAYKUR'la ilgili de hiçbir şey yok bu kanunda. Bu kanun çay ticaretini düzenliyor. Türkiye kişi başına dünyanın en fazla çay tüketilen ülkesidir. Şu anda 350 000 ton yılda kuru çay tüketiliyor bu ülkede. Dünya çay tekellerinin elinde de üç milyon ton kuru çay fazlası var. Bu dünya tekellerine pazar arıyorlar. O nedenle Hayati Yazıcı'nın hazırladığı 'Çay Kanunu' bu bölgede çay yapılmasını zaman içinde ortadan kaldıracak bir kanun teklifidir. 

"ÇAYKURU'U ORTADAN KALDIRMAK, BU BÖLGENİN İNSANINI ORTADAN KALDIRMAK DEMEKTİR"

Kanunu okuyun bakın göreceksiniz çay üretiminden çok çayın pazarlanması, çayın ticareti hesaplanıyor. Dolayısıyla ÇAYKUR da diğer firmalardan biri haline getiriliyor. ÇAYKUR'u yok sayarak bu bölgede çay üretemezsiniz. Devlet olmadan bu bölgede çay olmaz. Dolayısıyla ÇAYKUR'u ortadan kaldırmak, bu bölgeyi, bölgenin insanını ortadan kaldırmak demektir.

"BU KANUNU ÇIKARAN HAYATİ YAZICI BU SOKAKLARDA GEZEMEZ"

Çıkaramayacaklar bu kanunu,  sayın Hayati Yazıcı, bu kanunu çıkaran bu sokaklarda gezemez, gezemeyecektir. Gelmeyecektir de Hayati Yazıcı bir daha buraya. Çünkü AKP tarihe karışacak. Gelmeyeceğini bildiği için on tane patronun lehine olacak şekilde çay kanun teklifi hazırladı getirdi. 

"YALAN SÖYLÜYORLAR, ZATEN İŞLERİ GÜÇLERİ YALAN"

Biz bu sokaklarda konuşarak 'Çay Kanunu Teklifi' hazırladık ve iktidara gelir gelmez, on ay sonra ilk görüşülecek kanunlardan bir tanesi olacak ve insanların yüzünü güldüreceğiz. Dünyayla rekabet etmek ne demektir? Piyasayı dünya pazarına açmak demektir. Çay yok ki elinde neyle rekabet edeceksin. Tam tersi dışarıya çay satacağız diyorlar. Yalan söylüyorlar, zaten işleri güçleri yalan. 

"İÇİNDE ESRAR ÇIKAN ARABANIN ALBAYRAKLARA AİT OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI"

Bugün hükümet ortaklarından biri çıkmış televizyona, diyor ki 'İBB' nin cenaze arasında esrar satıldı, yakalandı Adana'da sergilendi.' Gerçekten İBB yazıyor, önünde esrar koyup resim çekmişler servis etmişler. İBB yani Ekrem İmamoğlu esrar satıyor. Üç beş saat sonra bu arabanın hükümet destekçisi Albayraklar' ın arabası olduğu, şoförünün de onların şoförü olduğu anlaşıldı. Bu biline biline, bir genel başkan milletin gözünün içine bakarak dedi ki 'İBB' nin cenaze arabasında esrar yakalandı'. Bu kadar yalan olur mu? Siz ne biçim insanlarsınız, gerçekten hiç utanmaz mısınız?" dedi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!