Geçen hafta Torba yasanın TBMM genel kurulunda görüşülmesi sırasında Ak Parti ve MHP Milletvekillerince verilen bir önerge ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa yeni bir düzenleme eklendi.
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa eklenen yeni düzenlemeye göre, 1 Nisan 2022 tarihinden önce Kamu ihale Kanununa göre ihale edilen mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Türk lirası üzerinden yapılan ve kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden (kabulü/geçici kabulü onaylanmamış olan) sözleşmelerde; 1 Ocak 2022 tarihinden sonra gerçekleştirilen kısımlar için, ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanmasına ilişkin hüküm bulunanlarda, sözleşmesine göre hesaplanan fiyat farkı tutarı oransal olarak artırılabilecek, ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanmasına ilişkin hüküm bulunmayanlar ile hüküm bulunmakla birlikte sadece girdilerin bir kısmı için fiyat farkı hesaplananlarda hesaplanmayan kısımlar için de fiyat farkı verilecektir
Kabul edilen düzenlemeye göre; 1 Ocak 2022 ile 31 Aralık 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen kısımlar için, ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanmasına ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, 1 Temmuz 202I ile 31 Mart 2022 tarihleri arasında ihalesi yapılan işlerde ihale tarihinin içinde bulunduğu aya ait endeks, 1 Temmuz 2021 tarihinden önce ihale edilen işlerde ise 202I yılı Haziran ayına ait endeks temel endeks olarak kabul edilerek ve sözleşme fiyatları kullanılarak yüklenicinin başvurusu üzerine sözleşmesine göre hesaplanan fiyat farkına ilave olarak ek fiyat farkı verilebilecektir.
Belli meslekler için 3600 uygulamasını sürekli geciktiren EYT uygulaması için kanuni düzenlemeleri yapmaktan imtina eden, asgari ücretin aylık olarak güncellenmesi uygulamasına şiddetle karşı çıkan AkParti hükümeti ve koalisyon ortağı MHP, gece yarısı verdikleri bir önerge ile fiyat farkı mekanizması, süre uzatımı ve fesih hakkı verilmesi yöntemiyle tüm müteahhitleri 2022 sonuna kadar enflasyon karşısında korumaya almıştır.
Türkiye’de emeği ile geçinen insanların hemen hemen tümü kaldıramayacağı kadar büyük bir bunalımın dibine doğru sürüklenirken örtülü bir döviz kuru hedeflemesiyle, Kur Korumalı Mevduat uygulaması adı altında tercihini büyük tasarruf sahiplerinden yana kullanan Ak Parti hükümetinin müteahhitleri enflasyona karşı korumak istemesi de pek yadırgatıcı değildir.
Zira bir tarafta toplumsal çöküş devam ederken kazançlarını sürekli katlayan ayrıcalıklı sermaye kesimlerden Ak Partinin izlediği ekonomik politikalara keskin eleştiriler yapılmaması bu tespitimizi doğrulamaktadır.
Örgütsüz emekçiler, bordro mahkumları, emekliler, küçük esnaf ve yoksul çiftçi tamamen kendilerini yoksullaştıran enflasyonun altında inim inim inlerken, enflasyona karşı korumalı kesimler hayatlarından memnun durumdadır.
Bu tespitler Ak Partinin sınıfsal tercihinin de netleştiğini göstermektedir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.