RTE ÜNİVERSİTESİNDE KADIN ÖĞRENCİLERE TACİZ İDDİASINI HABERLEŞTİREN GAZETECİ GENÇAĞA KARAFAZLI BUGÜN 2. KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesindeki taciz iddialarını haberleştiren Gazeteci Gençağa Karafazlı'nın yargılandığı davanın 2. Duruşması bugün görüldü. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Rize Temsilcisi ve gazeteci Gençağa Karafazlı; Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinde bir öğretim üyesinin öğrencileri taciz ettiğine ilişkin iddiaları haberleştirmişti. Önce haberlere erişim yasağı konmuş, daha sonra Karafazlı hakkında dava açılmıştı. Karafazlı hakkındaki yargılamanın 2. Duruşması, bugün Rize 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Gazeteci Gençağa Karafazlı hakkında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinde 2017 yılında ortaya çıkan taciz iddialarını haberleştirdiği gerekçesiyle başlatılan yargılamanın 2.duruşmasısına, Karafazlı’nın avukatı İstanbul barosu avukatlarından Osman Zeki Erdoğan, öğrenci kadınları taciz ettiği iddia edilen şikâyetçi öğretim görevlisi Doç Dr.Serkan Hacicanferoğlu ve avukatı yanısıra CHP il ve ilçe yöneticileri, Memleket parti il temsilcileri, Çay meclisi üyeleri, İHD, ÇGD temsilcileri, yerel bazı gazete temsilcileri ile duyarlı yurttaşlar katıldı.
Duruşmada, mahkeme; Karafazlı’nın avukatı avukatlarından Osman Zeki Erdoğan’ın talebi üzerine, kendilerine mobbing ve taciz uygulandığını iddia eden ve Doç. Dr. Serkan Hacivanferoğlu’ndan şikâyetçi olan 6 Öğrencinin tanık olarak mahkeme huzurunda dinlenmesine karar verdi. Dava, 20 Aralık tarihine ertelendi.
“BUGÜN BURADA DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ, GAZETECİLİK YARGILANDI”
Duruşmanın ardından Rize Adliyesi önünde açıklama yapıldı. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesindeki taciz iddialarını haberleştiren Çağdaş Gazeteciler Derneği Rize Temsilcisi Gençağa Karafazlı, Bugün burada yargılanan kendisi olmadığını, aslında burada bugün düşünce ve ifade özgürlüğünün, gazeteciliğin yargılandığını ifade ederek şunları söyledi; “Bugün basın özgürlüğünden yana, ifade özgürlüğünden yana olan arkadaşlarımızla beraber yargılandığım duruşmanın ikincisi gerçekleşti. Davada tanıkların dinlenmesini talep ettik ve duruşmamız ileri bir tarihe ertelendi. Burada yargılananın ben olmadığımı daha önceki duruşmamda da söylemiştim. Burada aslında düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün yargılandığını söylemiştim. Bu sözlerimi yeniden tekrarlamak durumundayım çünkü gerçekten son yıllarda özellikle Türkiye’de basın mensuplarına ve düşünce ile ifade özgürlüğüne yönelik saldırıların her geçen gün aynı şiddetle devam ettiğini görüyoruz. Bu baskıların temel nedeni, istiyorlar ki; bu halk ülkede yaşananları, gerçekleri görmesin. İstiyorlar ki yaptığımız yolsuzlukları, hırsızlıkları, adaletsizlikleri halk bilmesin, duymasın, görmesin. Ancak biz gerçeğin sesiyiz. Gerçeğin ilelebet ortaya çıkacağını her dönem söyledik. Biz gerçeğin peşinde koşmaya, halkın haber alma-yayma hakkını korumaya bundan sonra da devam edeceğiz”.
“BASIN MENSUPLARI GÖREVLERİNİ YAPTIKLARI İÇİN YARGILANIYOR 6 AY SONRA BUNA SON VERECEĞİZ”
CHP Rize il başkanı Saltuk Deniz: Vaktimizin çoğunu hem Kaçkar Adliyesi’nde hem Rize Adliyesi’nde geçirmekteyiz çünkü kimi arkadaşımız basın görevini yaptığı için yargılanmakta kimi arkadaşımız düşüncelerini açıkladığı için yargılanmakta. Fakat şunu mutlulukla söylüyoruz bu tür baskıların yok olacağı günler de yakında. En geç altı ay içerisinde ilk yapılacak olan seçimlerden sonra Türkiye’de insanların sudan gerekçelerle yargılanmadığı döneme girmiş olacağız. İnsanların düşüncelerini açıklamaktan çekinmeyecekleri, korkmayacakları, basında görev yapan arkadaşlarımızın haber alma özgürlüklerini sonuna kadar kullanabilecekleri yeni bir dönem başlayacak.
“BASKILARA DİRENEN GAZETECİLERİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bu dönemi değiştirmeden basın özgürlüğünü, insanlarımızın kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğünü hayata geçiremeyeceğimizi bugün bir kez daha anlamış oluyoruz. Daha önce de duruşmasına katılmıştık bugün de katıldık bundan sonra da bu tür baskılara maruz bırakılan, düşüncesini açıklaması engellenmek istenen ya da kalemini kullanması engellenmek istenen ya da kalemini satarak yandaş medya olması için destek verilenler hariç yapılacak her türlü baskıya karşı da gelip dayanışmamızı göstereceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi basın özgürdür, kalemler özgürdür, insanlar düşüncelerini açıkça ifade etmek zorundalar, basın da bunları yazmak zorundadır. Asıl suçlu olan kendi yapmış oldukları yanlışları engellemek için bu işleri mahkemeye taşıyanlardır”
“BASIN HERZAMAN ÖZGÜR OLMALIDIR ADLİYE BİZİM İKİNCİ EVİMİZDİR”
Memleket partisi Rize il başkanı muhittin bayrak:
"Bu tip olayların yaşanması siyasetten önce insancıl olarak çok ağır hasarlar, darbeler vermektedir. Umarım bu tip davalarda adliyelerde olmayız, umarım basın hiçbir şekilde engellenmeye kalkışılmaz, basın her zaman özgür olmalıdır. Kamuoyunun her zaman her konuda bilgi alması gerekmektedir. O yüzden biz adliyeye gelip gitmekten sıkılmıyoruz, adliye bizim ikinci evimiz gibi. Biz haklı olduğumuz davalarda halkın yararına, vatandaşın menfaatine basının özgürlüğü anlamında her zaman adliyeye gelip gitmekte hiçbir itirazımız yok. Her zaman bu davaların takipçisi olacağız asla basının önüne kimse set çekemez. Basın konuşmalıdır, siyasetçi konuşmalıdır, insanlar konuşmalıdır. Suç işleyen veya suç işlediği iddia edilen insanların kimliği, görevi, makamı kesinlikle ne olursa olsun adli makamlarda yargılanması, suçu varsa suçunun kanıtlandığı halde cezasını çekmesi taraftarıyım. Biz mahkeme kapılarında beklemekten sıkılmayız, yeter ki adalet yerini bulsun”
“BUGÜN BURADA KARAFAZLI DEĞİL HALKIN HABER ALMA HAKKI YARGILANDI”
Davanın avukatlığını üslenen İstanbul barosu avukatlarından Osman Zeki Erdoğan:
"Bugün yargılanan müştekinin iddiasına göre özel yaşamının ihlal edildiği suçlamasıyla müvekkilim yargılandı. Oysa bize göre müvekkil Gençağa Karafazlı, gazeteci, basın mücadelesi veren bir aydın, bugün yargılanan halkın haber alma hakkı aslında yargılandı. Halkın haber alma hakkı demokratik toplumun bir gereğidir. Toplumun gerçekleri öğrenme hakkı vardır. Bugün ki taleplerimizden biri tanıklarımızın dinlenmesini istiyorduk, müşteki ve vekili bu talebimizi reddediyordu. Mahkeme tanıkların dinlenmesine karar verdi. Tanıklar dinlendikçe maddi gerçek daha da ortaya çıkacak. Müvekkilimin haklılığı ortaya çıkacak ve sonucunda beraat edeceğine inanıyoruz.”
“BASININ ÖZGÜR OLMADIĞI ÜLKEDE İNSANHAKLARI VE DEMOKRASİ OLMAZ”
Çay meclisleri temsilcisi ve Demokrasi platformu sözcüsü Recep Memişoğlu:
"Bugün yargılanan basındır, basın özgürlüğüdür. Basın ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede ne demokrasi olur ne insan hakları olur ne özgürlükler olur. Bu anlamda basının yapmış olduğu faaliyetlere kısıtlama getirmek demokratik bir uygulama olmadığı gibi diktatörlüktür. Tek adam olur ancak. Biz bunların bir an önce yok hakaretti, yok basına getirilen engellerdi bunların bir an önce iktidardan gitmesi için elimizden geleni yapmalıyız diye düşünüyorum. Herkes vicdani ve insani görevini yapmalıdır diye düşünüyorum.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.