Facebook, Twitter ve Google başta olmak üzere sosyal medya platformları gelecek yıl nisan ayına kadar kanunun getirdiği tüm yükümlülüklere uymak zorundalar. Yükümlülüklere uymamaları halinde temel gelirleri olan reklamdan mahrum kalacak, hatta seçim dönemi ile eş zamanlı olarak erişimi fiili olarak olanaksız hale getirecek 'bant daraltma' önlemleri ile karşı karşıya olabilecekler.
Reuters’ın haberine göre, uzmanlar, söz konusu şirketlerin uyguladığı ve küresel geçerliliği olan kişisel verilerin gizliliği kurallarını Türkiye için gevşetmeyeceğini, gevşetmeleri halinde bunun başka ülkeler için tehlikeli bir emsal oluşturacağından kaygılandıklarını belirttiler.
Mevzuat konusunda danışmanlık hizmeti veren Istanbul Economics’in kurucu ortağı Sinan Ülgen, yeni yasanın sosyal medya şirketlerini zor bir ikilemde bıraktığını ifade ederek, şirketlerin ticari çıkarları ile son derece ağır yükümlülükler arasında seçim yapmak zorunda kalacağını ifade etti. Ülgen, “Bu şirketlerden bazıları büyük ihtimalle yeni yasaya uymayacak” dedi.
Sosyal medya şirketlerinin Türkiye’deki düzenlemelere uymaları halinde bunun başka ülkeler için emsal oluşturacağına dikkat çeken Ülgen, “Çünkü üzerlerine gelen yükümlülükler ve bu yükümlülüklerin veri gizliliği ile güvenliğine olan etkileri çok ağır. Ayrıca başka (Türkiye dışındaki) yetki alanları için de emsal oluşturmuş olurlar” diye konuştu.
Muğlak şekilde tanımlanan 'yanıltıcı bilgiyi yayma' suçunu ceza kanununa eklediği ve bu suçu işleyen kişilere üç yıla kadar hapis cezası verilmesini sağladığı için kötü bir üne sahip olan yasaya göre, sosyal medya platformları yanıltıcı bilgi yayan veya devletin bütünlüğünü tehlikeye soktuğuna kanaat getirilen kullanıcıların bilgilerini yetkili kurumlar ile paylaşmak zorunda olacaklar.
Ayrıca sosyal medya platformları mahkemenin talep ettiği kullanıcı bilgilerini paylaşmaz ise birkaç saat içinde siteye erişimi neredeyse imkansız kılacak sınırlamalara maruz kalacak. Ayrıca içeriği veya şikayet edilen hashtag’i kaldırmazsa 'doğrudan sorumlu' olacak.
Buna ek olarak modern yayın ve e-ticaret uygulamalarının temelinde yer alan WhatsApp gibi elektronik haberleşme hizmetlerinin hepsi 'şebekeler üstü hizmet' olarak nitelenerek düzenleyici kurum BTK’nin yetki alanına dahil edildi.
Kanun geçen hafta meclisten AKP ve MHP’nin oyları ile geçerken, muhalefet yasayı 'sansür yasası' olarak nitelemişti. Resmi gazetede yayımlanmasının ardından ise CHP sorunlu bir maddenin yürütmesinin durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Yasa sosyal medya platformlarına 2020 yılında getirilen kısıtlama ve yükümlülükleri de artırmış oldu.
Türkiye’de sosyal medyada yazılanlar yoğun şekilde yargının konusu oluyor. Pek çok kişi cumhurbaşkanına hakaret ettikleri veya askeri operasyonları eleştirdiği gerekçesiyle yargılanıyor.
Bilgi Üniversitesi’nde siber haklar konusunda uzmanlaşan hukuk profesörü Yaman Akdeniz, sosyal medya şirketlerinin 2020 yılındaki düzenlemelere uyum için Türkiye’de asgari bir yapı kurduklarını, böylece üzerlerindeki baskının artması halinde kolayca Türkiye’deki faaliyetlerine son verebileceklerini belirtti.
Bu dönemi 'yumuşak geçiş' olarak niteleyen Akdeniz, bu hafta yürürlüğe giren yasa ile sosyal medya şirketleri üzerindeki yükümlülüklerin ciddi şekilde arttığını ifade ederek, “Otoriteryen rejimler için model yasa olabilecek bir şekilde sosyal medya platformlarını düzenleme girişimi var burada… Bütün bunları kabul edersen kolluk birimlerinin bir parçası haline geliyorsun, senden her talebi yerine getirmen isteniyor” diye konuştu.
Sosyal medya şirketleri düzenlemelere uymamaları halinde yıllık uluslararası cirolarının yüzde 3’ü oranında para cezası veya reklam yasakları ile karşı karşıya kalabilecekler.
Twitter yapılan değişikliklere nasıl uyum sağlayacağı sorusuna cevap veremeyeceğini belirtti. Facebook’un sahibi Meta Platforms, Google ve Tiktok soruları yanıtsız bıraktı.
Şirketler her ne kadar sorulara cevap vermemiş olsalar da, kanun tasarısı haziran ayında meclis komisyonlarında ele alınırken Meta ve Google temsilcilerinin yaptıkları beşer dakikalık konuşmalar şirketlerin nasıl düşündüğü hakkında ipucu verdi.
Meta’nın Türkiye ve Azerbaycan Kamu Politikaları Direktörü Sezen Yeşil, haziran ayında komisyona yaptığı açıklamada, şirketlere getirilen yükümlülüklerin 'çok geniş' kapsamlı olduğunu ve pratikte nasıl uygulanacağı konusunda birçok belirsizlik olduğunu ifade ederek, “Elektronik haberleşme sektöründe geleneksel olarak uygulanmakta olan regülasyonların şebekelerüstü hizmetlere de uygulanmasının sakıncaları olacağını değerlendiriyoruz” demişti.
Yine tutanaklara göre Google’ın Türkiye Hükümet İlişkileri ve Kamu Politikaları Müdürü Pelin Kuzey Karaman da, 2020’deki değişikliklere uyum için azami çaba sarf ettiklerini belirterek, “Ancak… bu gayretler, maalesef… (bu kanun teklifiyle) sanki biraz boşa gitmiş gibi olacak. Gerçekten, bunu Google olarak çok üzücü bir gelişme olarak karşılıyoruz… Gerek Google’ın gerekse aslında bizim de değil sadece bütün ekosistemin tüm paydaşlarının bu teklifle getirilen ağır yükümlülük ve yaptırımlar konusunda da zorlanacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.