Stres, iş yaşamının içinde sık sık deneyimlediğimiz, yaşamın akışında olan bir durum… Günümüzde işle stres adeta kol kola yola devam eden ayrılmaz ikili gibi görünüyor. Hatta stresin yeterli miktarda ve yönetilebilir olduğu zamanlarda, kişinin verimli çalışmasını sağlayarak, çalışanların motivasyonunun arttırdığı için faydalı olduğu da düşünüyor. Ancak bu düşüncelerin tam tersine stresin, kişinin sınırlarını zorlaması için harekete geçmesini destekleyecek kadar güçlü bir unsur olmadığını söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Kl. Psk. Dilşah Özcan, “Stres aksine yıkıcı, yıpratıcı, başa çıkılması zor bir etkendir. Çünkü stres çalışma koşullarında yapılması gerekenlerle, kişinin iş yöntemleri arasında uyumsuzluk olduğu zamanlarda ortaya çıkar. Stres normalleştirildiği kadar masum ve faydalı bir etkiye sahip değildir” diyor.
Yaşamında uzun mesailer, işteki ilişkiler, işe ulaşım koşulları, maaş faktörü gibi birçok unsur stres nedeni olabiliyor. Kişilerin aynı stres unsuruna farklı tepki gösterebileceğini hatırlatan Uzm. Kl. Psk. Özcan, bir kişi için uzun çalışma mesailerini verimli ve etkin kullanırken, başka biri için bu duruma katlanmasının zor olabileceğinin altını çiziyor. Uzm. Kl. Psk. Özcan, bu nedenle stres yönetimin kişiden kişiye, durumdan duruma değişeceğini belirtiyor.
Uzm. Kl. Psk. Özcan, işyerindeki stresi yönetmek için üç aşamalı çözüm önerisini ise şöyle anlatıyor: “Öncelikle sorunu belirleyin. Çözümün ilk basamağı olan değerlendirme basamağında, yaşadığınız stres tepkilerinin farkına vararak, durumunuzla yüzleşmelisiniz. Hem vücudunuzun verdiği sinyaller hem de bu sinyaller karşısındaki savunma mekanizmanızı fark etmelisiniz. İkinci basamağımız planlama… Bu aşama yaşadığınız durumu ortadan kaldırmak için geliştireceğiniz bir eylem planını içerir. Kendinize sorunlarla başa çıkmak için bir yol haritası oluşturmalısınız. Son basamak olan çöz kısmında ise planlamanızda yer alan size en uygun olan, kolay ve hızlı şekilde çözüme ulaşmanızı sağlayacak önerilerden birini uygulayın. Kısacası işyerinde yaşanan stresin yönetimi için öncelikle, durumunuzun farkına vararak, sorunun adını koymanız, ihtiyacınız olan çözüm önerilerini tespit edip bunlarla birlikte sorunu en uygun şekilde çözecek koşulu belirleyerek eyleme geçmeniz olacak.”
Peki ama yaşadığımız problem karşısında bir çıkış planımız yoksa ya da deneyip sonuca varamadıysak; özetle kontrolümüz dışında gelişen durumlarla debelenip duruyorsak ne yapabiliriz?
Uzm. Kl. Psk. Özcan, böyle bir durumda farkındalık denilen mediatif tekniklerle kendinize kısa bir mola verip anın, akışın tadını çıkarmayı öneriyor. “Kendinize göstereceğiniz en derin şefkatle, endişe ve stres hissettiğiniz zamanlarda, gerginliğinizi ortadan kaldırmak için derin solunumu kullanabilirsiniz” diyen Uzm. Kl. Psk. Özcan, şöyle devam ediyor: “Sürekli ne kadar değerli olduğunuzu kendinize söyleyerek yaşamın her anının bir mucize olduğunu düşünerek akışta kalabilir, sağlıklı bir şekilde işe gelebilmenin minnetini kendinize kaynak yaparak, yaşam kalitenizi, düşüncelerinizin kudretiyle arttırabilirsiniz.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.