KEŞKE BİZİM DE BİR ÖMERİMİZ OLSAYDI!

Değerli dostlar!
1400 yıllık süreçte Pavlus rolünü üstlenmiş çok sayıda adam ortaya çıkmıştır. Bu süreç aslında her Peygamberden sonra yaşanmıştır. İlahi dinlere en büyük zararı, kendisine inananlar vermiştir. Tahrif edilen dinler dışardaki düşmanlar tarafından tahrif edilmemiştir. Okuyucunun dikkatini bu noktada tahrik etmek istediğimi belirtmek isterim.
Farzedin  Ümmet içindeki pervasızlar, tevhide zarar verenler, haşa tanrı gibi konuşanlar; Hz. Ömer döneminde yaşamış olsalardı... İzleyelim lütfen!
 Bunlarda biri Mescid'i Nebevi'ye gelip konuşuyor farzedin: 
"ibrahim ateşe atılınca onunla beraber idim. Ateş ancak benim duam ile soğuyup yakmaz oldu. İsmail'e bedel getirilen koç ile beraber idim. Koçlar ancak benim gönül cömertliğimle indi. Yakub'un gözü kapanıp kör olduğunda onunla beraber idim. Yakub'un gözleri ancak benim nefesimle iyileşip şifa buldu. Yüceye çıkarken İdris ile beraber idim. Onu Firdevs'e en güzel cennetime oturttum. Musa rabbine munacaat ederken beraberinde idim. Musa'nın asası benim asamdan medet gördü. Kabrim Kabe'dir. Her nerede olursanız imdada yetişirim. Allah'ı gördüm. Ölüyü diriltirim."
Evet bütün tarikatların başı kabul eden bir adam böyle diyor.
       Bu sırada Ümmet içinde bir başka "Allah dostu" söze giriyor: "Velilik rütbesi nübüvvet rütbesinden daha büyüktür. Çünkü velí vasıtasız olarak alır, nebî ise vasıtalı olarak alır." Böylece kendisini peygamberden daha meziyetli hâle getiren faziletin (veliliğin), hem kendisinde, hem peygamberde bulunan özellikten daha büyük olduğunu söylemiş oluyor. Kısacası o, Peygamber'e hiçbir hususta tabí olmamaktadır. Çünkü kendi iddiasına göre o, zahirde tabí olduğu Peygamber'in talîmatını Allah'tan almaktadır.  
    Sonra Anadolunun göbeğinden bir "Veli" söz alıyor ve bir hanımefendi, bir hizmetçi ve bir eşek hikayesini anlatarak, adeta ortalığı provoke ediyor. Bir Kadın'ın kocasının önünde aşığıyla oynaşmak istemesi üzerinden nasihatler ediyor...
CUHA'NIN kadı kılığına girme hikayesini anlatıyor... 
Baba ile kızı arasında cibsel ilişki üzerinde bir sohbet hikayesi....
Bir adam ve birlikte olduğu oğlanla sohbeti…
Zahidin, karısını bir başka kadınla aldatma ve hizmetçisiyle ilşkiye girme hikayesi...Aman Allah'ım 
Velilerin tanrının çocukları olduğunu söylemesi...
Velileri, Tanrı'nın çocukları olarak gördüğünü açıkça söylemektedir. Yani Hıristiyanların Baba, Oğul ve Kutsal Ruh (Teslis) akidesini bu şekilde, az da olsa benimsediğini göstermektedir. Mecazi anlamda da olsa bir kişinin, velileri Tanrı (ALLAH)‘nın çocukları olarak görmesi, İslam inancına göre küfürdür. Efendim bunların te'vili falan...Zırvanın te'vili olmadığını bilmelisin kardeşim.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
 "Rahman çocuk edindi” dediler. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir! Rahman'a çocuk isnadında bulunmaları yüzünden… Hâlbuki çocuk edinmek, Rahman'ın şanına yakışmaz. Göklerde ve yerde olan herkes, istisnasız, kul olarak Rahman'a gelecektir.“ (19 Meryem/88-93)

Sonra Veliler ordusunun bir diğer yağız delikanlısı savrulun diyerek, sizin anlattıklarınız benimkilerin yanına haltetmiş dercesine başlıyor dizmeye: 
- Yazdıklarımı ben yazmadım, Vahyin menbaı tarafında bana yazdırıldı. 
- Sadece üç aylık bir tahsil hayatım olmasına rağmen, öncekilerin ve sonrakilerin ilimlerine, ledunni ilimlere, eşyanın hakikatına, kainatın esrarına ve ilahi hikmete varis kılındım ve böyle yüce bir mazhariyete kimseler nail olmamıştır, Böyle harikulade bir ilim asla görülmemiştir, 
- Ben yüce ahlaki meziyetlerim ile bir yaratılış mucizesiyim. 
-  Ben bedenlenmiş bir inayet ve mutlak bir Allah vergisiyim. 
-  Daha buluğa ermeden bir allame olarak tüm ilim dünyasına meydan okudum...
-  Daha 14 yaşında üstadlık payesini aldım ve hakkıyla "Bediuzzaman" (ünvanını) aldım.
- Kur'an ve hadisin matematiksel işaretleri şahsımı göstermektedir, 
-  Şahsımın Muhammedi risaletin parlak bir aynası ve meyvesi olduğumda hiç bir şüphe yoktur. 
-  Benim yazdığım kitapları okumak, okutmak, yazmak ve onunla meşgul olmak; kalbe rahatlık, ruha genişlik, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor. Bena yazdırılan kitap, Anadolu'ya gelecek bela ve felâketleri önlemektedir.
-  Bana yazdırılan kitap,  hizmet etmekte kusur edenlere nasıl tokat vuruyorsa; eksiksiz hizmet edenlere de olağanüstü  yardımlarını göstermeyi biliyor; böylelerini, kazalardan belâlardan kurtarıyor...
SİZCE HZ. ÖMER BUNLARI DUYDUĞUNDA NE YAPARDI?
Selam ediyorum.